Son yıllarda bağlanma ile ilgili çok fazla konuşulup yazılır hale geldi. Peki nedir bağlanma?, Nasıl oluşuyor?, Bağlanmayı neler etkiliyor?, ve Neden bu kadar önemli?
Doğum ile birlikte başlayan anne-bebek arasındaki bağlanma süreci, insanın tüm yaşamı boyunca devam eder. Kişinin geliştirdiği bağlanma örüntüsü hayatının her alanında yaptığı tüm tercihlerini belirler. Romantik ilişkilerinden anne-baba-çocuk ilişkisine, kariyer ve iş yaşamından cinsel yaşama, dini inanç ve tutumlarından politik inançlarına kadar yaşamın her noktasında bebeklik döneminde gelişen bağlanma özelliklerinin etkileri görülür.
Bağlanma kuramını ilk olarak John Bowlby ortaya atmış ve yeni doğan bebeklerin bakım verenleri ile ilişki kurma gereksiniminde olduklarını vurgulamış. Çünkü yeni doğan bebekler, yalnızca onlara bakmaya ve onları korumaya istekli bir yetişkinin varlığında yaşamlarını sürdürebilirler. Bağlanmanın temel işlevinin ‘tehlikelerden korunma’ olduğunu belirtmiş. Nasıl tehlikelerden korunuyor bebek? Bağlanma davranışı ile keşfetme ve araştırma davranışı arasında karşılıklı bir ilişki var. Bebekler bir yandan çevreyi araştırırken bir yandan da annesi ile yakınlığı koruma çabası içinde. Hepimizin dikkatini çekmiştir mutlaka; bebekler emeklemeye başladığında önce bulunduğu odayı keşfetmeye çalışır. Odayı yeterince keşfettikten sonra yönünü kapıya çevirir. Kapıdan çıkmak üzere iken önce dönüp annesine bakar (burada aslında cesaretlendirilmek ister). Annesinden cesaret alan ve annesinin orada olduğuna emin olan bir bebek artık kapının dışına çıkar. Kapıdan dışarı çıktıktan sonra da birkaç kez anneyi kontrol eder ve sonra biraz daha ilerler. Güvenli bağlanmanın gerçekleştiği çocuklarda bu araştırma davranışı devam eder. Çünkü bu çocuklar güvenlik duygusunu koruyabilen ve tehlike anında annenin yardımcı olacağından emin olan çocuklardır.
Bağlanma nasıl oluşur?
Bağlanma bebeğin doğduğu ilk anlarda başlar ve aşama aşama gelişir. Bebek için dış dünyayı algılamada dokunma duyusu diğer duyulardan daha önemlidir. Bu nedenle bebeğin doğar doğmaz annesi ile temas etmesi sağlanır. Dokunma ile anne ve bebeğin ilişkisi artar. Anne ile bebek birbirlerinin sıcaklığını ve sevgilerini daha yakından hissederler. Doğumdan hemen sonra bebeklerin doğası gereğince başlayan bağlanma süreci meme arama, başı döndürme, emme, yutma, yakalama, anneye yönelme, beslenme saatlerini sezinleme ve hazırlanma şeklinde kendisini gösterir. Bağlanma tam olarak yaşamın ilk iki yılı içinde şekillenir. Bowlby, bağlanmanın doğumdan sonraki haftalarda başladığını, 2-3.aylarda artan bir seyir izlediğini, 6.aydan sonra açık bir şekilde görüldüğünü vurgulamıştır. 6-24 ay arası dönemde bebeklerin yabancı kişilerle karşılaştıklarında korku, kaygı veya kaçma davranışı sergilediklerini ifade etmiş ve bunu yabancı kaygısı olarak tanımlamıştır. Bowlby’ye göre bağlanmanın gerçekleşebilmesi için sıcak, yakın ve süreklilik gösteren bir ilişki gerekli ve bu ilişkiden her iki taraf da (hem anne hem bebek) keyif almalıdır. Aslında her anne ve bebek arasında bağlanma gelişir, ancak önemli olan hangi türde bir bağlanma geliştiğidir.
Bağlanmanın iki temel formu vardır. Güvenli ve güvensiz bağlanma. Güvensiz bağlanma da kendi içinde iki farklı formda değerlendirilir (kaygılı-dirençli ve kaygılı-kaçıngan).
Güvenli bağlanmanın gerçekleştiği çocuklar, annelerinin her zaman yanlarında olup, stres durumlarında yardımcı olacaklarından emin olan çocuklardır. Anne yanlarından ayrıldığında tepki göstermelerine karşın, anne geri döndüğünde kolaylıkla yatışırlar. Güvenli bağlanmanın gelişmesi için çocuğun kesintisiz, tutarlı tepki veren, duyarlı ve her zaman ulaşılabilir bir anneye sahip olması gerekir.
Kaygılı-dirençli bağlanma örüntüsü olan çocuklar, ayrıldıklarında annenin yanıt vereceğinden ya da yardımcı olacağından emin olamayan çocuklardır. Bu nedenle ayrılmaya direnirler ve anne döndüğünde yatışmazlar. Araştırıcı davranışlarda bulunmaya ilişkin kaygıları vardır. Bu anneler genellikle tepkilerinde tutarlı olmayan ve kontrol amacıyla terk etme tehdidinde bulunan annelerdir.
Kaygılı-kaçıngan bağlanma örüntüsü olan çocuklar ise annelerinin yardımcı olacağına ilişkin yeterince güveni olmayan çocuklardır. Sürekli olarak çocuklarını geri çeviren ya da reddeden anneleri olan bu çocuklar ayrılığa tepkisiz kalıp anne döndüğünde ona yakın durmazlar.
Peki güvenli bağlanmanın gelişmesi için neler yapabiliriz? İlk olarak bebeğinizi koşulsuz ve karşılıksız olarak sevin, onu bol bol kucaklayın, sarılın, öpün, koklayın, kucağa alışır diye korkmayın, bu durum size de çok iyi gelecek inanın. Bebeğinizin ihtiyaçlarını zamanında ve sevginizi hissettirerek karşılayın. Yabancı bir ortama girdiğinizde korktuğunu hissederseniz, o ortama alışana kadar güvende olduğunu hissettirin, sakinleştirin, hemen kucağınızdan indirmeyin. Bebeğinize anlatmadan, ona bilgi vermeden evden ayrılmayın, merak etmeyin çocuklar sandığınızdan çok daha iyi anlıyorlar. Bağlanmayı güçlendiren oyunlar oynayın. ‘Ce-ee, fış fış kayıkçı, saklambaç, kutu kutu pense’ gibi oyunlar hem nesne sürekliliğinin gelişmesini sağlar hem de anne ile çocuk arasında ilişkiyi geliştirir ve birlikte keyif almayı sağlar.
Comments